
Nisan ayının son günleriydi. Abdulmuttalib bir torun bekliyordu. Gözü yollardaydı. Her an bir müjde alabilirdi. Kısa bir süre önce yaşadıklarını hatırlayarak yüzünü Kâbe’ye döndü. Gözlerinin önünden yaşadıkları geçti: Kâbe’yi yıkmaya gelen Yemen valisi Ebrehe ile karşılaşması ve onun, develerini rehin alışı aklına geldi. Ebrehe, Kâbe’yi yıkmaması için Abdulmuttalib’in yalvarmasını beklerken, “Ben develerin sahibiyim, onları korumakla yükümlüyüm. Kâbe’nin sahibi Yüce Allah’tır, onu Allah koruyacaktır!” dediğini hatırladı. Allah, Kâbe’sini korumuştu. Böylece onun büyüklüğünü bir kez daha hissetmişti. –Oğlum Abdullah, dedi kendi kendine, yutkundu. İçini bir hüzün kaplamıştı. Kolay değildi, oğlu Abdullah’ı Âmine ile evlendirdikten kısa bir süre sonra kaybetmişti. Şimdi heyecanla torununun doğum haberini bekliyordu. Tam o sırada koşarak biri geldi ve “Müjde Abdulmuttalib, bir torunun oldu.” dedi. İhtiyar kalbinin hızla çarptığını hissetti. Gözlerinden sevinç gözyaşları süzülüverdi
yeditepeimaj
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder